Pazartesi

Sünnet Meselesi



Kimi zaman insanın kendi türüne yabancılaşması gerekir ki, türünün, nasıl tuhaflıklar, aptallıklar ve zalimlikler yapabildiğini ve bunları zorunlu gelenek olarak yutturabildiğini görebilsin. 
Acaba insanlığın bir bölümünün, sünnet pratiğini yeniden ele almasının zamanı gelmedi mi?
Her yıl hala milyonlarca kız ve erkek çocuğunun maruz kaldığı ve yaşamı boyu kendisinde iz bırakan bu zorbalığı birisi mantıklı bir şekilde açıklayabilir mi? 
Öncelikle şurası açık ki, bu pratik, doğal bir müdahale değil. Yeni doğan bireyin, hem de evrimsel olarak en kritik organında, belirli bir fazlalıkla doğduğunu düşünmek saçmalık. Tarihsel olarak ortaya çıkışındaki öne sürülen hijyen argümanları da, sünnetin götürdüklerini düşününce çok yavan kalıyor.
Her şeyden önce, sünnet operasyonuna maruz kalanlar, çocuk yaşta, yaşamsal imkanlarının en önemli parçalarından birini kaybediyor: Yalnızca bedenlerinden kopan bir et parçası değil, cinselliklerinin de önemli bir parçası, kendilerine sorulmadan ellerinden alınıyor. Bedenlerine ilişkin en önemli bilgilerden birinden mahrum kalıyorlar. Sünnet olanların, cinselliğin, sünnet olmadan nasıl bir şey olabileceğini hiçbir zaman bilemeyecek olmaları,  aynı zamanda fiziksel ve ruhsal bir sakatlama, varoluşsal bir iğdiş değil mi?
Sünnetin; gelenek, din ve devlet üçgeniyle çocukken sakat bırakılmasının, çocuklara uygulanan sadistçe bir pratik olmasının ötesinde başka bir anlamı ve işlevi olmalı.
Bu pratik, eril-erkek egemen bir geleneğin ve otoritenin, bir yaşam tarzı (sünnetin diğer anlamı) olarak ve çocuk bedenini sakat bırakarak, kendini insan ruhunda mühürlemesidir. Eril iktidarın, otoritesini koruma, sağlamlaştırma ve yeniden üretme adına, çocuklarına iğdiş edilme korkusunu ve kompleksini sadistçe aşılamasıdır. Elbette bunu, hijyen ve ilim kılığında yapar. Fenni Sünnetçi, yani fene, ilme hakim, teknik sünnetçi kavramı bu bakımdan önemlidir (Foucault neden bu sünnet meselesine pek değinmemiştir, bilinmez).
Bu pratiğin, İslam'la doğrudan alakalı olmadığını vurgulamak gerek. İslam'dan önce, Antik Mısır'da, Semitler'de olan sünnetten, Kuran'da bahsedilmez bile. Tanrı, işini gücünü bırakıp, "çocukların pipisini ve klitorisini kesiniz" diye buyurmamıştır. Hatta İslam'da gerçekleşecek olası bir reform sürecinde, sünnet meselesi ciddi bir şekilde tartışma konusu olabilir. Ama belli ki şimdilik, sünnet; hijyen, gelenek, yetişkinliğe adım, erkekliğin sembolü gibi "olmazsa olmaz" işlevleriyle bireysel ve toplu (sağolsun belediyeler) iğdiş seremonisi olmaya devam edecek.

4 yorum:

  1. Bana bunu hatirlatti, bu konuda calisma yapan "Erkek Muhabbeti" calisma grubu:
    https://www.facebook.com/erkekmuhabbeti/posts/501381529922573

    YanıtlaSil
  2. evet yorumum gelmemiş. ben de şöyle bir şey demiştim sabah omnis, bu sünnet mevzu kültürel antropolojik bir bakış açısından baktığımızda tam bir initiation rite. yani çocukluğu geride bırakıp toplumun gerçek bir üyesi olmak için çekilen çileli tören. dünyanın dört tarafında binbir biçimde gerçekleştirilen ve çok acılı örnekleri olan törensel olay. sünnet sonrasında 'işte şimdi erkek oldun' tarzındaki yorumlar ve şakalaşmalar o güne kadar çocuk kategorisinde olan insana sorumluluk yükleyen, onu insandan saymaya başlayan ve artık sen bu toplumun gerçek bir üyesisin ona göre davranacaksın, çocukca davranışların tolere edilmeyecek diyerek sembolik mesajlar üreten bir tören. bu törene toplumdaki herkes geldiği için dolayıdıyla onların şahitliğinde yapılan önemli bir tören ayrıca. yani bireye hem güç hem görevler yükleyen bir olay. şu anda bize gaddarca gelmesinin nedeni tabii ki artık böyle bir initiation rite'ın bir anlamı kalmamış olması. topluma gerçek üye olmak artık okula gitmekle, bir kızla yatmakla, işe girmekle falan ölçülüyor sanırsam. modern toplumda içi boşaltılmış ve anlamından yalıtılmış bir tören olarak kaldığı için saçmasapan bir şey bizim için. demek istediğim yeni bir initiation rite bulmamız gerek bireylere, mesela ilk AVM ziyareti olabilir..

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler Adsız. Kaçırmamak gerek bu buluşmaları.

    YanıtlaSil
  4. yani evet ama..inisiyasyon olması, onu gerçekten anlamlı kılıyor mu? yani erkekliğe geçiş ama, erkeklik nedir? orbis bunlar üzerine düşünüp yazar bence :)

    YanıtlaSil